Hayat kısa, yol uzun...


   Merhaba,
Birkaç gün önce çok sevdiğim bir insanı kanserden kaybettim.
İnsan ne düşüneceğini, ne hissedeceğini bilemiyor. Sadece bir kaç gün boyunca ağladım...Hatıralarını düşünüp dua ettim. Yasin listesinin sonuna bir isim daha ekledim. Zordu birkaç gün...



 


 

 
  Allah o insanı hastalıkla imtihan ediyor, ama onun bu imtihanı o kadar çok kişinin imtihancıklarına vesile oluyorki...bunu anlatabilmek çok zor.

  Herşeyden önce durup bir düşünüyorsunuz. Hayatı, dünü, bugünü, hazırlıklarınızı, üzüntülerinizi, sevinçlerinizi, kızgınlıklarınızı, kırgınlıklarınızı...daha neler neler...çocuğunuz varsa onu, yoksa anne babanızı, sevdiğiniz varsa onu, evliyseniz eşinizi...
    Evinizi, almayı düşündüğünüz eşyaları, eteği, yeni sezon kazağı...
Sonra bir türlü düzenleyemediğiniz çekmecenizi...düşündükçe acaba kendimize ölümü neden bu kadar yakıştıramıyoruz diye soruyorum...
  Çok mu güzeliz. Çok mu genç... Çok mu zengin. Çok mu tahsilli... Hastanede çok yakışıklı bir adam gördüm. Onkoloji bölümünün önünde feryat etmeye başladı...Ölümü hiç düşünmemişti belki hergün aynaya bakarken. Ama hemşirenin sözlerinden akciğer kanseri olduğunu öğrendiği belli oluyordu. Biz hiç beklemiyoruz ama o geliveriyor. Sonra size ait, sizin hayatı ötelemeye sebep gördüğünüz hiç bir sebeple ilgilenmiyor. Güzel, genç, sağlıklı olmak da bunlara dahil... Sizi paranoyak yapmak istemiyorum ama, sadece grip olduğu için doktora gidip sonra kanser olduğunu öğrenen birini tanıyor musunuz? Ben tanıyorum. 3-4 ay öncede onu kaybettik...

  Anlayacağımız kendimize çeki-düzen vermeliyiz. Ahiretimiz içinde çalışmalıyız. Bu dünyanın telaşı, koşuşturması hakikaten bitmiyor.
Asıl yurdumuz için geçerli akçeler hazırlamalıyız...gerisi boş görünüyor...
   
  Hayata bu kadar kıymet vermek gereksiz. Bir gün herşeyi bırakıp gideceğiz. İşte en büyük hakikatlerden biri bu...
Hoşçakalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kişisel Bir Hayat Planı