Ağabeyimin köyü





  Merhaba,
Bu gün sizlerle ne zamandır aklımdaki bir konuyu paylaşmak istiyorum.
Çocuklarımıza oyuncak alırkırken nelere dikkat etmeliyiz gibi bir yazı yazamam ben kusura bakmayın. 

 Çünkü sizlere anlatacak kadar bilemiyorum nelere dikkat edilmesi gerektiğini...
Ama bildiğim bir hikaye var ki yakın bir zamanda yaşandı.Dikkat etmemiz geren başka bir noktayı işaret ediyor. Oyuncuları ve oynanan yine gerçek...

 Ağabeyim dağ köylerimizden birinde imamlık yapıyor. Dağ köyü diyip geçmeyin, o kadar çok dağ köyü var ki memlekette...İşte onlardan birinde.

 Çok fakir bir köyümüz burası. İnsanlar geçimlerini ancak temin edebiliyorlar. Köyün öğretmeni ve imamı en zengin kişiler yani... En azından maaşları var. 

 Ağabeyim şehire her inişinde çocuklara, bizim çocukların yüzüne bile bakmadığı şekerlerden alıyor ve dağıtıyor. Çocuklar nasıl mutlu oluyorlarmış bir anlatsa da duysanız. 
 Kendisi yeni evli, o yüzden taksit vs. çok. Olmasa neler alırdım daha diyor, ama nafile...
Geçenlerde şeker yerine bir torba balon almış. Bu seferde balon götüreyim demiş, ne olacak.
"Hep şeker hep şeker..."

 Köye varınca sarmış etrafını çocuklar. Başlamış balonları dağıtmaya...Herkese vermiş, en sona 2 çocuk ama elinde tek balon kalmış. 
"Eh ne yapalım sizde beraber oynayın"demiş. 

 Çocuklar nasıl mutlu, uçarak evlerine gitmişler. O iki çocuk evlerine gidememiş. Biraz oynamışlar orada. Abim mutlu, bakmayı bırakmış, hava buz, kar kış, evine girmiş...
1-2 saat sonra kapısı çalmış abimin...2 çocuk vardıya onlardan biri elinde balonla kapıda titriyor...
 Ağabeyim, ne oldu oğlum?demiş şaşırarak.
Çocuk "Hocam sen bu balonu geri al, yoksa patlayacak, ne bana yar olacak, ne ona" demiş ve balonu geri verip uzaklaşmış...
.........................................................

 Bir balonun bir çocuk için taşıdığı anlam çocuktan çocuğa değişirken, dünyada milyonlarca çocuk bu duygularla büyürken, büyütülürken, benim çocuklarımın oyuncak üstüne oyuncak istemesine ve sahip olduktan sonra hemen bıkıp yenisini talep etmelerine çok üzülüyorum. 

 Hani hep vardır ya, onlar daha mutlu (sahip olamayanlar) diye düşünürüz. Evet onlar daha mutlu olmalılar, çünkü hayalini kurabiliyorlar. Benim ise bizimkiler hayal kurmayı bile unutacak diye ödüm patlıyor.

 Çocuklarımıza hayal kurmayı unutturmayalım olur mu?
Onların her talebini, ''bizim olmadı onların olsun' duygusuyla yerine getirmek sanırım bir çocuğa yapılabilecek en büyük haksızlıklardan biri...
Çocuklar hep hayal kursun inşallah. Dünya böyleyken güzel...

 Hoşçakalın...

Yorumlar

  1. Sevdem..avucazahmetzice verilen çoğu zaman da sadece sahip olunması için satıl alınan bir şeyin kıymeti ne kadar olabilir ki..
    Sana hak veriyorum..hayalkurdurmayı ihmal etmeyelim..hatta bilinçliseçimimiz olsun bir oyuncağı almayışımız veya uzun süre bekletmeliyiz onu..
    Arzulamayı..heveslenmeyi hayal edip mutluluğun bu yönünü ezip çiğneyen herşey çok cazipmiş gibi gösterilen ve gösteren satış mantığını kınıyorum.

    Seni seviyorum..Başak danem benim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgim, teşekkür ederim bu güzel yorum için.
      sözlerinde çok haklısın, ben de o mantığı kınıyorum:(
      Veee, sağol-varol, bende seni seviyorum canım:)

      Sil
  2. Sevdeciğim,çok güzel demişisin,ama buna engel olmak mümkün mü,nasıl engel olacağız inan bilmiyorum...Bizimkiler de hayal kuruyor ama kurdukları hayal ; bir oyuncağı alır almaz diğerinin hayali...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Rabiacığım,
      bulmalıyız bir yolunu...
      ben çocuklarıma baktıkça inan çok üzülüyorum.
      Varlığı da yokluğuda bilsinler istiyorum ama, her yanımızı o kadar ''var''larla doldurmuşuz ki...işimiz çok zor:(
      biraz büyüdüklerinde el emeğinin kıymetini bilsinler diye yazları falan çalışmalarını istiyorum mesela...
      öyle saatlerce değil, haftanın belli günlerinde, tanıdığım ve güvendiğim birinin yanında, gözüm üstünde ama, hiiiç belli etmeden...
      gerekirse parasını çocuğuma çaktırmadan benim vereceğim şekilde, anlatabiliyor muyum?
      o zaman paranın nasıl kazanıldığıyla ilgili biraz fikirleri olmaya başlar.
      bir de reklamlardan uzak tutmak lazım:(
      reklamlar çocukları şişiriyor:( sonrada bizlere patlıyorlar...

      Sil
  3. merhabalar ,bu ve daha niceleri hıkayeler bitmiyor, bir evladım var daha 15 aylık hep duam kanatkar bir evlet olsun, şükür ve sabırla büyüsün ama nasıl olacak bılmıyorum, elimden gelenı yapıcagım ALLAHIN izniyle ..aslında anlatacak çok şey var ama yazıya dükülmüyor kolay deyıl ALLAH her ihtiyaçlının yardımcısı olsun amin....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiiin, hepimizin evlatları kanaatkar olsun inşallah.
      Buyurduğunuz gibi sabrı ve şükrü bilen, en önemlisi Vereni(c.c) bilen kullardan olsunlar.
      Güzel sözleriniz için teşekkür ederim.
      selam ve dua ile...

      Sil
  4. çok guzel bır yazı olmuşş:)
    ılerde mutlu olabılmeyeı basarabılen cocuklar yetıştirelim inş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah hayal iğnesi, inşallah. bizler o mayayı hazırlayacağız...dua edelimde tutsun.
      sevgilerimle teşekkür ederim.

      Sil
  5. çok ders çıkarılası bir yazı olmuş. paylaşım için teşekkürler. şu televizyonu hayatımdan çıkarmayı öyle çok istiyorum ki, henüz küçük oğlum ama ilerde başım ağrımasın diye şimdiden dizginlemenin yollarını arıyorum. Rabbim kanaatkar, şükürkar nesiller yetiştirmemizi nasip etsin..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder


Fikrinizi belirtmenizden mutluluk duyarım.
Yazacağınız her şey benbir için çok önemli ve kıymetli.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kişisel Bir Hayat Planı

Döner misin bana?