Güzel, Uzun ve Kısa

İnce uzun bir kapı...beyaz boya boyalı.
Işık yarım kapalı. Gözüm yarım kapalı...
Annemin tatlı sesi sahura çağırıyor.
Sofra bezi yere sevgiyle seriliyor...
Bir sini içinde peynir, zeytin, çay.
Dünyada bundan daha tatlı ne var?
Arar mıyım bu günleri?
Yanlış soru sormak olmaz!
Bir daha bulur muyum bu günleri?...
Güzel Ramazan; sen ne güzelsin...
Annem başka güzel Ramazan'da, ekmek ne güzel...
Yokluk güzel, yoksulluk güzel!
Açlık güzel, susuzluk güzel...

Oturduğum eski sedir, gıcırdaman bile güzel. Güldürüyorsun ya bizi...gülmek ne güzel...
Ezanla soğuk su içmek, ezanla su içmeyi bitirmek...günü beklemek...günü anlamak güzel.
...
Teravih uzun.
Günler uzun.
Oruç uzun...
Ramazan başta uzun...sonra kısa.
Saçım kısa, yaşım kısa.
Çocuğum o zaman, ah bir iftar olsa.
Babam koltuğu altında sıcak pideyle girse beyaz kapıdan.
Koklasam uzuuun uzun.
Susamlı yeri için kavga etsek, oruç olduğumuza bakmadan!
Uzun geçen gün, pidenin kokusuyla daha da bir uzasa.
Sonra ezan, sonra dua...
Dua etsem babamın alamadığı bebek için uzun uzun...bayramda sevindiren çıkar mı beni uzun uzun?
Allah'ım sadece senin için bu çaba.
Seni sevdiğim için, senin beni sevmen için.
Yoksa çeşmeden ayırmadığım dudaklarımı kim ayırabilir sudan...çocuğum daha o zaman.
.....
Eski Ramazan...yeni ramazan... şimdi ramazan...yok yok çocukken herşey güzel...
.....
Soranlara selam olsun.
Allah'ım hepsinden razı olsun...
Teşekkür ederim...
Bir kız yurdunda 50 kız öğrenci ile beraberim.
Burada nefes almaya vakit yok.
Onlara baktıkça anılarım depreşiyor.
Anlatacak, anlayacak çok şey var.
Ama en çok "yaşlanmışım", onu anladım.
Çocuk olmak ne güzel...
Yatağı sorun yapmak, dolabı sorun yapmak, arkadaşına küsmek, tafra yapmak...
İftar ne zaman diye ağlamak...çocuk olmak ne güzel!
...
Hoşçakalın...