benbir

 Merhaba, bugün çocuk gibi mutluyum:) Rutin haliyle başlayan gün, sabah saatlerinde benim için büyük bir şaşkınlığa ve sevince şahitlik etti...

 Merhaba, Bugün sizlerle paylaşacağım bilgi gizlilik içeriyor:)  Henüz ailemden bir blogum olduğunu bilen yok...Eğer annem bilse ve aşağıda vereceğim tarifi böyle aleni paylaştığımı görse eminim beni mahveder:)

  Merhaba, Bu gün sizlerle ne zamandır aklımdaki bir konuyu paylaşmak istiyorum. Çocuklarımıza oyuncak alırkırken nelere dikkat etmeliyiz gibi bir yazı yazamam ben kusura bakmayın. 

 Merhaba, Bu gün yazacağım iş fikri herkesi ilgilendirmeyebilir, farkındayım:)

Merhaba, önce "dıy"ı paylaşayım sizlerle.

Merhaba, Biz birer âlemiz gerçekten. Her birimiz farklı bir güzelliği, özelliği sergiliyoruz bloglarımızda. Hani radyoların frekans çubuğu olur, kiminde canlı bir müzik olur, kiminde slow, kimi pop çalar, kimi ilahî, kiminde arabesk olur, kiminde halk müziği...

Merhaba, okuyacağınız satırlar yaşanmışlık içerir. Yaşayanlar ve yaşanan yer hayal ürünü değildir. Gerçek dediğimiz şey her ne ise, işte onun ta kendisidir... ......................................  Girişimci ruhu olan bir hanımdı kendisi. İsmini yazmayayım, olmaz şimdi... Seneler önce tanıştık.

 Merhaba, Bu hafta kalabalık denilebilecek bir toplantıda arkadaşlarımla buluştum.Bütün süre boyunca konuştuğumuz konuları özetlersek; . çocukların hastalıklarından, . ne kadar yorulduğumuzdan, . üzüldüğümüzden, . uykusuzluğumuzdan, . sıkıntılı anlarımızdan, . eşlerimizin bizi anlamadığından, . yeterli değeri vermediğinden, . yeteri kadar takdir etmediğinden, . çocuklarla gereğince ilgilenmediğinden, . vakitlerini başka gereksiz şeylerle heba ettiklerinden, . çocukların durumunun giderek kötüleştiğinden, . artık söz dinlemediklerinden, . yaptıkları tüm yaramaz işlerden 

Merhaba, öncelikle söylemeliyim; ismini ben buldum. Gayet uygun bir isim oldu...sakın değiştireyim demeyin:) Pişman olursunuz. Evet nerden bu çin işkencesi anlatayım efendim,

Merhaba, Her birimiz bir alemiz... Hepimizin ayrı evleri, ayrı eşyaları, ayrı hayatları, farklı düşünceleri, değişik uğraşları, iyi-kötü huyları, meslekleri, diplomaları, ilgi alanları var. Ama en büyük ortak yönümüz insan olmak. Anlamak. Anlatmak.

Merhaba, bugün katre-i sevgi arkadaşımın "dıy" ile ilgili yazdıklarını okuyunca bol bol gülümsedim. Çünkü okumuş olduğum her şeyi

  Merhaba, bir kaç gün önce bir haber gördüm. Paylaşmak istedim,

      Merhaba daha önceki yazılarımda girişim rehberi adı altında farklı konuları ele almıştım. Bugün biraz da cesaretten bahsedelim.

  Resmini görmüş olduğunuz dolabı maalesef  ben de görmüş bulunuyorum:(

Merhaba, üzerimden atamadığım şu garip hali bir kenera bırakıp, sizleri çok özel mutfak sırlarımla tanıştırmak istiyorum.

öyle geç kalmışım ki her şeye,

    Merhaba, Hayat devam ediyor. Geçmişten sayfalar karıştırırken, nerelerden geçtiğinizi, nelere takıldığınızı, hangi hendeklerden atlayıp, hangilerinin dibini boyladığınızı bir kez daha hatırlıyor, kimi zaman gülümsüyor, bazen de içinizin sıkıntıyla dolmasına engel olamıyorsunuz.

      Merhaba, Hepinize hayırlı, güzel bir akşam diliyorum.    Benim hikayemle devam edelim mi? En son nerede kalmıştık;   Kumaşçı dükkanında kumaşları almakla almamak arası bir karar vermem gerekiyordu.  Her şeye hazır olduğumu zannederek, olabilecek tüm ihtimalleri de göze alarak kumaşları aldıııım. Cebimde kalan 7 lira ile de iplik,tela, düğme ve eteğe astar almış eve dönerken "Allah'ım sen bana yardım et" duasının bildiğim bütün versiyonlarını okuyordum...

    Merhaba, Sizlerle hayatımın kesitlerini paylaşmak bana mutluluk veriyor. Umarım sizi sıkmıyor, ayrıntılarda boğmuyorumdur.     Benbir genç kızın hayatınının aşama aşama nasıl değiştiğini, neler yaşadığını paylaşırken bazı şeyleri farketmenizi istiyorum. Biliyorum samimi çabalar boşa gitmez. İnşallah beraber geldiğimiz nokta hayırlara vesile olur. Sizide böylece sıkmamış olurum.     Eveet nerede kalmıştık. Zengin kumaşçı dükkanındaydım en son.

  Yıllar önce açtım ilk blogumu. O zaman Hatice'den özenmiştim herhalde...benim de bir blogum olmalı demiştim.

     Merhaba,    Hayatta herşeyle karşılaşabileceğini bilen insan tedbirli davranır. Davranışlarının sonunda yine de zarar görürse, herşeye rağmen üzüntüsü daha az olur. Elinden geleni yapmak bunu gerektirir.    Eveet ben de daha önce size halk eğitim merkezinde neler yaptığımı anlatmıştım.

     Merhaba,    Bugün sizlerle ne kadar zamandır bir şeyler yapmak istediğinizle ilgili konuşalım. Maddi ihtiyaçlardan dolayı mı girişimci olmak istiyorsunuz, yoksa üretmek, kendi ayakları üstünde durabilmek için mi? Ya da başka onlarca sebebi de olabilir... Eğer ev ortamında bir şeyler yapacaksanız hesaba dayalı bir plan yapmamız gerekecek. Ama ev değil de dışarıda bir şeylerle meşgul olacaksak o zaman tamamen farklı argümanlar konumuza dahil oluyor. Sadece hesap-kitap yetmiyor.   Yıllar önce ilk işim pekte başarılı sonuçlanmayınca

  Bir adam! Bir adam düşününki dünyaya aşkı anlatmış, Bir adam düşününki hayatındayken hakkıyla anlaşılamamış,

  Merhaba, Sabah kahvaltınızı yapmış keyifle kahvenizi yudumluyorsanız eğer…bu yazım size.

  Merhaba, Bir gece daha başlıyor, bir dosttan haber beklerken, bir başka dostun haberi geliyor...

  Merhaba, bugün gülerek başladım güne... Sabah mesaj kutumda şu kıssa vardı; " Hoca ile seyis : Hoca vaaz vereceği yere gelmiş, gelmiş ama, ön sırada tek başına oturan seyisten başka kimsecikler yokmuş. Kara kara düşünen hoca sonunda seyise  sormuş:  "Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?"

Merhaba, Daha önceki postlarımı okuduysanız eski bir terzi olduğumu anlarsınız (ehem ehem). Haaaa okumadıysanız, bir zahmet okuyun. Yok ben uğraşamam diyorsanız, okuyanlar okumayanlara anlatamayacağına göre yine iş başa düştü:) Acizane benim bir zamanlar terzilik yapmışlığım vardır. Gel zaman git zaman bırakmışlığım, sonra yine dönmüşlüğüm, sonra yine bırakmışlığım....derken en sonunda

  Merhaba, girişim derslerimizle devam edelim. En son isim listelerimizi yapmıştık.  Bu gün sizlerle hayal üzerine konuşalım.  Hayal deyince herkes başka bir şey anlar diye mi düşünüyorsunuz? Keşke öyle olsaydı, ama üzgünüm artık insanların hayalleri bile tek düz. Güzel bir ev, iyi para kazandıran, temiz,  kariyerli bir iş(mümkünse masa başı), lüks bir araba, iyi-güzel-yakışıklı eşler, güzel, markalı elbiseler. Tatlı bebekler...vs. bunu hepimiz yaşıyoruz, hissediyoruz ve konuşuyoruz.   İş eğitimleri verirken ben de karşımdakilere ilk önce hayallerini sorardım.

   Geçen haftalar aylardır, yıllardır sohbet ettiğim biriyle yollarımı ayırdım. Sebep mi, benim çok önem verdiğim bir meselenin üstünü çiğnemişti. Günlerce kendime gelemedim ve bir söz verdim. Bu sohbet ve muhabbet önem verdiğim meseleden daha önemli değildi. Kestim. Geçen senelerde bir şeylerle uğraşıyordum. Dünyalık gözüyle baksak çok iyi yerlere gelmiştim.

Merhaba, Yıl başı yaklaşıyor. Benim için, ülkemizde ve dünyada kutlandığı haliyle tam bir israf günü olarak kabul ettiğimden kutlama olayları sıcak gelmiyor. Ama tabii ki yeni bir sene başlarken hayır dualarımı ederim. Ne de olsa bir şeyler değişiyor. En azından bir rakam hep ileri gidiyor,  tutamıyorsunuz. Eeee ne yani 20 gün önceden yılbaşı konusu, ne alaka? derseniz açıklayayım. Ben bir girişimciyim ya...evet o yüzden sizlere yılın başı gelmeden acizane bir kaç fikir vermek istedim. Aslında aklımda bir sürü fikir vardı, bu 15-20 gün içinde

Merhaba, Sabah oldu, akşam oldu, gece oldu bu gün bitemedi... Bir kaç gündür çok şükür griple mücadele halindeyim. Durum ne diye sorarsanız kabul ediyorum; bu gün itibariyle yenildim... Çocuklar düzeldiler çok şükür.Eee parayla değil, sırayla prensibince paşa paşa sıraya geçtik bizde...Bu kötü düşman çocuklarla olan savaşında kendisine karşı vermiş olduğum üstün kahramanlıklarımdan dolayı bana bir hayli sinir olmuş olmalı ki...hakikaten hıncını fena alıyor. Neyse şükredelim halimize... Peki neden yazıyorum öyleyse,

  Genç kız yazdığı mektubu alelacele küçük bir zarfa koydu. Sonra hızlıca mantosunu giydi. Koyu fuşya renkli mantosu bugün daha ağır geldi ona. Elleriyle sokuşturuverdi mektubu cebine. Çizmelerini giydi ve kapıyı çekti. Adımlarından acelesi olduğu belliydi. Biraz sonra apartmanın içi tekrar sessizliğe gömüldü. Kapıdan fırlamış gibi çıkmış, ilk gördüğü sarı renkli arabaya binmiş, nefes almadan bir adres tarif etmiş, ardından, "çabuk olalım" ı eklemişti. Arabadaki adam alışkındı aceleye, onunla işi olan herkesin acelesi vardı zaten...Bilirdi bunu. Hiç garipsemedi, tabii diyerek hızlı olmak istediğini gösterircesine vitesi önce 3'e, sonra 4'e taktı. Genç kızın yolu uzundu.

Merhaba, Bugün sizlerle Ayşe Hanım'ın iş serüvenlerinden  birini daha paylaşmak istiyorum. Ayşe Hanım içimizden biri... Bugün itibariyle ülkemizde 418.264 kişi Ayşe adını taşıyor... Bunun dışında ne Ayşe, ne Fatma'dayım...mesele bizlerin hallerini en doğal haliyle yansıtabilmek. Ayşe Hanım bir şeyleri üretmeyi çok seven, ruhunda fırtınalar kopan, kendisini; içindeki soruların cevaplarını verebilmek için sürekli geliştiren, yeri geldiğinde zorlayan, ama ne yapacağını bir türlü kestiremeyen bir hanım. Becerikli, üretici, ufku geniş, vizyonu sağlam bir hanım. En önemlisi girişimci doğanlardan biri...yani ne yaparsa yapsın, ne ile uğraşırsa uğraşsın aklının bir köşesinde hep üretmek var.

 Merhaba, Resimdeki gibi bir kütüphaneye girsem uzun bir zaman çıkamayacağımdan ve benden haber alınamayacağından eminim. Okumayı sevmek, bir çok blogcunun ortak yönüdür sanıyorum. Ama çocuklarla birlikteyken kitap okumak, gerçekten deveye hendek atlatmak gibi bir şey. Yine de pes etmiyoruz. Kitaplar karalansa da, çizilse de, yırtılsa da, üstlerine

Hayırlı cumalar, Bugün benim için çok özel bir gün. Yıllar önce büyük bir arkadaş gurubumuz vardı bu şehirde. Sırf Allah için birbirini seven 100'lerce genç kız bir araya gelmiştik... Ama kader işte, zamanlar girdi araya, mekanlar, şartlar, imkanlar...dağıldık demek de istemiyorum aslında ama, dağıldık biraz. Yaklaşık bir aydır çağrılar, mesajlar gönderildi.

Merhaba, Tanıştırayım kendileri adıyla, sanıyla mesir macunu olur. Eşim Manisa'lıdır ve kendileri karın ağrısından, baş ağrına, gripten, soğuk algınlığına, bronşite, kas ağrısına, anlayacağınız bilinir bilinmez bütün hastalıklarda ilk olarak bu ikiliye başvurmaktadır. Eh, memleket hasreti diyerekten ilk zamanlar pek de üstünde durmadığım bu mesele artık iyice derinleşmiş, eşim çocukların beynini yıkamış ve çocuklar bile hasta olduğunda bu ikiliyi talep etmektedirler. Seni eczacılar odasına şikayet edeceğim

Merhaba, İsim listesi hazırlamakla ilgili girişi yapmıştık. Şimdi gelişme ile devam edelim. İlk olarak isim listesi yapmaktan korkmuyoruz. İsim listesinin önemi büyük, o yüzden uzun uzun anlatmam gerekiyor. İnşallah sabırla okursunuz. Şimdi en baştan başlayalım. İsim listesine neden ihtiyacınız var; -pazarlama gibi bir iş yapacaksanız, -network tarzı bir iş yapacaksanız, -evinizden çalışmayı düşünüyorsanız, -ne iş yapayım diye düşünüyorsanız, -

  Merhaba Ayşe Hanım ne yapsın serisi devam ediyor. Ayşe Hanımı tanıyorsunuz artık. Kendisi hamarat, becerikli bir ev hanımı. Dükkan sıkıntısına girmeden evinde bir şeyler yapabilmek, üretebilmek istiyor.Büyük bir apartmanda yaşıyor Ayşe Hanım. Girişken bir hanım kendileri. Çocukları okuyorlar ve masraflarını ödemek eşini oldukça zorluyor. Ayşe Hanım hep düşünüyor, dualar ediyor. Allah'tan evlerinde bereket var diye şükrediyor. Yoksa nerdee bu maaşla 2 çocuk okutmak... Birgün evinde börek yaparken aklına şöyle bir fikir geliyor;

       Seviyorum ben fakir edebiyatı yapmayı. Çünkü çocukluğum fakirlikle geçti. Belki bu yüzden fakir bir çocuğun yüzüne bakınca kendimi görüyorum. Fakirlik neki? Bilmeyenler için söyleyeyim. Fakir olmak ekmeğe muhtaç olmak değil belki, ama boğazında bir şeyler kalır ya yutkunamazsın, işte onu sık sık yaşamak... Fakirdik işte...mutlumuyduk...bilemiyorum. O yıllarda insanlar şimdi olduğu kadar bunu sorgulamıyordu sanırım. Yaşıyorduk işte. Benim çocukluk anılarım fakirlikle dolu. Ya ben çok içli bir çocuktum, ya da hakikaten söyledikleri gibi mahrumiyetler unutulmuyor.

    Merhaba,   Bir girişimci iseniz mutlaka isim listesi çıkarmayı öğrenmeniz gerekir. Hemen korkmayın, bu listeyi belki sonsuza kadar kullanmayacaksınız...ama mesele bu değil. İsim listesini oluşturmayı öğrendiğinizde beyniniz başka bir şeyi fark eder...görünmeyeni görmeye başlarsınız.   Guruplarla çalışırken hemen hemen herkesin isim listesi konusunda çok gergin ve çekingen davrandığını görmüşümdür. Sanki siz oraya yazdığınız herkese bir şey satmak zorunda kalacaksınız ve karşınızdaki de sizi zor durumda bırakacakmış veya hakkınızda kötü-olumsuz düşünecekmiş gibi bir algı vardır.

        Bir zamanlar çok ama çok yakın bir ülkede, çok ama çoook güzel bir kadın yaşarmış. O kadar güzel bir kadınmışki, onu gören her evli hanım, bu güzel hatunun eşinin yakınından bile geçmemesi için dualar edermiş. Her bekar genç kızın, sevdiği delikanlının bu hanımı göreceği korkusuyla geceleri uykuları kaçarmış. Oğlu olan anneler böyle bir gelinleri olması için Allah'a yalvarırken, bekar olan erkekler ise böyle bir eşleri olsun diye Allah'a yakarırmış.

      Merhaba, bugün gün benim için hızlı başladı. Sabah yeni tanıştığım yağlı boya tasarım , kendisine şükranlarımı sunarım ayrıca, yeni headerimi yerleştirdi...Yeni tabela taktıran bir esnaf gibi hissettim kendimi. Baktım baktım durdum. Elimden gelse silecek parlatacaktım da, eh artık o kadar da abartmayayım dedim.  Sonra değerli " Gisi "yi merak ettim. Kaç gündür yoktu ortalıklarda. Acaba merakla beklediğim ürünlerini mi bitiriyor diye bir daha baktım sayfasına...oda ne. Bir kek yapmış, benim şeker anında düştü zaten. Yeni kahvaltı yapmış, az yeme tevbesi etmiş bünyemi şaşırttı ve maalesef sözünden saptırdı. Kalktım kek yaptım. Ve yedim. Kızımın beslenmesine 5 dilim koydum ve tembih ettim. Arkadaşlarınla paylaş diye...Anne bu kadar yiyemem diye isyan ederken beslenmenin fermuarını çekip, konuyu kapattım. Neden mi böyle yaptım, başıma gelecekleri biliyorum da ondan...   Diğer küçükler birer dilim yediler ama onların iştah yerlerde süründüğünden gayet fazla yemiş g

      Merhaba, İş fikirleri ile devam edelim mi? Bugün sizlerle basit ama satıştan para kazanmak isteyenlerin yapabileceklerini düşündüğüm bir kaç fikir paylaşmak istiyorum.